top of page

KİRA SÖZLEŞMESİNE İMZA ATARAK KEFİL OLUNABİLİR Mİ?

Kira sözleşmesi düzenlenirken; kiraya verenler genellikle kira alacağını teminat altına almak için kiracıya üçüncü bir şahsın da kefil olmasını istemektedirler. Peki kira sözleşmesine imza atarak kefil olunabilir mi? Kefil olabilmek için imza atmak yeterli mi? Hayır, yeterli değildir.


Kira sözleşmesi düzenlenirken kefalet sözleşmelerine ilişkin kanuni düzenlemelerde yer verilen geçerlilik koşullarına uyulmadığında kefalet ilişkisi de geçerli bir şekilde kurulamamaktadır. Ancak uygulamada, kira sözleşmesi düzenlenirken ekseriyetle kefil olan kişinin yalnızca ad - soyad ve imzasının alındığı görülmekte ve böylelikle kira sözleşmesindeki kira borcuna yönelik kefalet ilişkisinin geçerli olarak kurulmuş olduğu yanılsamasına düşülmektedir. Özellikle kırtasiyeden satın alınan matbu kira sözleşmelerinin uygulamada sıkça kullanıldığı ve bu kira sözleşmeleri taraflarca imza altına alınırken, kefilin de kira sözleşmesine imza atmış olmasının geçerli bir kefalet ilişkisi bakımından yeterli olduğu düşünülmektedir. Ancak bu şekilde düzenlenmiş olan bir kefalet ilişkisi geçersiz olacaktır.


Kefalet sözleşmeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK) 581 - 603 maddeleri arasında düzenlenmiştir. Kira sözleşmesi düzenlenirken kefalet ilişkisi de kurulacak ise TBK'da yer verilen söz konusu bu kanuni düzenlemelere uyulması ve göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Bu sebeple yazımızda, kira sözleşmelerinde çok görülen kefalet ilişkisinin geçerli olabilmesi için nasıl kurulması gerektiği üzerinde duracağız.


Kefalet sözleşmesi nedir?


Kefalet sözleşmesinin tanımına TBK md. 581'de yer verilmiştir. Buna göre kefalet sözleşmesi, kefilin alacaklıya karşı borçlunun borcunu ifa etmemesinin sonuçlarından kişisel olarak sorumlu olmayı üstlendiği sözleşmelerdir. Kefalet sözleşmesinin varlığı, mevcut ve geçerli bir borcun varlığına bağlıdır. Kefalet sözleşmesi; alacaklı ile kefil arasında kurulan ve kefile, alacaklıya karşı ivazsız (karşılıksız) borç yükleyen bir sözleşme türüdür.


Geçerli bir kefalet sözleşmesi kurulabilmesinin şartları nelerdir?


TBK md. 582/1/c.1 hükmüne göre geçerli bir kefalet sözleşmesi, ancak mevcut ve geçerli bir asıl borç için yapılabilir. Eğer kefalet sözleşmesinin temelini oluşturan asıl borç çeşitli sebeplerle geçerli değilse kefalet ilişkisi de geçerli olmayacaktır. Ayrıca kefalet sözleşmesinin geçerli olarak kurulabilmesi için gereken şartlar şunlardır:

  • Kefalet sözleşmesi yazılı olmalıdır. (TBK md.583/1)

  • Kefilin sorumlu olacağı azami (en yüksek) miktar kefilin kendi el yazısıyla belirtilmelidir. (TBK md.583/1)

  • Kefalet tarihi, kefilin kendi el yazısıyla belirtilmelidir.  (TBK md.583/1)

  • Eğer kefil, müteselsil kefil olarak kefalet vermekte ise "müteselsil kefil" olduğunu yine kendi el yazısıyla belirtmelidir. (TBK md.583/1)

  • Kişinin evli olması halinde ise (mahkeme tarafından verilmiş ayrılık kararı ve yasal olarak ayrı yaşama hakkının doğmuş olması hariç olmak üzere) eşinin yazılı rızası gerekmektedir. (TBK md. 584/1)

Kira sözleşmesi düzenlenirken kefalet ilişkisi nasıl kurulmalıdır? Kira sözleşmesine imza atarak kefil olunabilir mi?


Kira sözleşmesi düzenlenirken eğer kira borcu için kefalet ilişkisi kurulması gerekiyorsa, bu durumda TBK'da yer verilen kefalet sözleşmesi geçerlilik şartlarına uyulması gerekmektedir. Kefilin yalnızca kira sözleşmesinin sonuna adını, soyadını yazması ve sözleşmeyi imza altına alması yeterli değildir. Bu şekilde yalnızca kefilin imzasını yahut ad, soyad ve imzasını taşıyan kira sözleşmelerindeki kefalet ilişkisi şekil eksikliği sebebiyle kesin hükümsüz yani hukuken geçersizdir.

Kiracının kira borcuna, kefil olunabilmesi için öncelikle, kefalet ilişkisinin yazılı olarak kurulması gerekmektedir. Sözlü olarak kefalet ilişkisi kurulabilmesi kanunen mümkün değildir. Söz konusu yazılılık şartı kira sözleşmesinin metni içerisinde yerine getirilebileceği gibi kira sözleşmesine atıf yapan kefil ile kiraya veren arasında düzenlenen ayrı bir kefalet sözleşmesi ile de yerine getirilebilir. Kefilin, kiracının kira borcunun ödememesi sebebiyle kiraya verene karşı şahsen sorumlu olacağı tutarın azami miktarına yani en üst miktarına ve kefalet ilişkisinin hangi tarihte kurulmuş olduğuna yine kefilin kendi el yazısıyla burada yer vermelidir. Kefil olunan tutarın yahut kefalet tarihinin kefil el yazısıyla yazılmaması halinde kefalet ilişkisi yine kesin hükümsüz yani hukuken geçersiz olacaktır.


Kira sözleşmeleri düzenlenirken dikkat edilmesi gereken bir diğer husus ise, kefilin vereceği kefaletin türüdür. "Adi kefil" olarak mı yoksa "müteselsil kefil" olarak mı söz konusu kefaletin verildiği hususu kefalet türlerinin birbirinden farklı sorumlulukları olması bakımından önemlidir. Yine uygulamada kira sözleşmeleri düzenlenirken kefil hangi sıfatla kefil olduğunu kendi el yazısıyla belirtmeksizin kira sözleşmesine imza atmaktadır. Eğer kurulmak istenen kefalet ilişkisi müteselsil kefalete ilişkin ise, kefilin kira sözleşmesinde "müteselsil kefil" yazan ibarenin altını imzalaması yeterli değildir. Nitekim müteselsil kefaletin sorumlulukları, adi kefalete göre daha ağır olduğundan TBK md. 583/1 hükmünce kefilin bizzat kendi el yazısıyla "müteselsil kefil" olduğunu yazması gerekmektedir. Kefilin, "müteselsil kefil" olma iradesinin kendi el yazısıyla yazmamış olması şekil eksikliği sebebiyle kefalet ilişkisinin hukuken geçersiz olmasına yol açar.


Kira sözleşmesinde; kiracının, kira borcuna kefalet ilişkisinin geçerli olarak kurulabilmesi için dikkat edilmesi gereken bir diğer husus da kefil olacak kişinin evli olup olmadığıdır. TBK md. 584/1 hükmü gereğince kural olarak evli olan kişilerin kefil olabilmesi için en geç kefalet sözleşmesinin kurulduğu ana kadar eşinin yazılı rızasını alması gerekmektedir. Bu husus kiraya verenler tarafından dikkat edilmesi gereken önemli bir konu olup eşin yazılı rızası şartına uyulmaması halinde verilen kefalet kesin hükümsüz olacaktır. Kefilin eşi tarafından verilecek olan yazılı rıza somut ve belli bir kira sözleşmesine yönelik olmalıdır. Kefilin eşi tarafından, gelecekte yapılacak genel olarak tüm kefalet sözleşmelerini kapsayacak şekilde verilen rıza, yazılı olsa dahi geçerli olmayacaktır. Kefilin eşi tarafından verilen yazılı rıza, yapılması planlanan kira sözleşmesindeki kiracının borcuna yönelik kefalet sözleşmesine ilişkin olmalıdır. Kiraya verenler tarafından burada dikkat edilmesi gereken öncelikle kefil olacak kişinin evli olup olmadığının kendisine sorulması ve medeni durumunu gösteren belgeyi (aile cüzdanı, vukuatlı nüfus kayıt örneği, boşanma kararı gibi) göstermesini talep etmesidir. Eğer kefil olacak kişi evli ise düzenlenecek olan kira sözleşmesine kefil olabilmesine yönelik eşinin yazılı rızasını içeren belge sözleşmeye ek yapılmalıdır.


Kefil olacak kişinin evli olmasına rağmen eşinin yazılı rızasının alınması gerekmeyen istisnai haller ise mahkeme tarafından verilmiş bir ayrılık kararı olması veya kişinin eşinden ayrı yaşamak için yasal hakkının doğmuş olmasıdır. Ayrıca TBK md. 584/3 hükmü gereğince, ticaret siciline kayıtlı ticari işletmenin sahibi, ticaret şirketinin ortağı yahut yöneticisi tarafından verilen işletme veya şirketle ilgili kefaletler de eşin rıza aranmaz. Örneğin bir ticari şirketin kurulacağı yer için yapılan kira sözleşmesine şirket ortağının vereceği kefalette eşinin yazılı rızasına gerek bulunmamaktadır.


Kira sözleşmesi
Kira sözleşmesine imza atarak kefil olunabilmesi mümkün değildir. Matbu kira sözleşmelerinin kullanılması yerine avukat aracılığıyla profesyonel kira sözleşmesi hazırlatılması hak kayıplarını önleyecektir.

Kira sözleşmelerinizin, haklarınızı koruyacak şekilde düzenlenmesi ve kira hukukuna dair daha detaylı bilgi ve hukuki danışmanlık almak için büromuz ile iletişime geçebilirsiniz.









Commentaires


Les commentaires ont été désactivés.
bottom of page